Tutun veya Sürüklen

Geçmiş bazen saçmalar, Bazen de bilgeleşir. Güneş doğar, güneş batar, Gölgeler arsız, yer değiştirir. Köklerim derinleşir, Kopar, sellerle sürüklenir, Yada iner öze, dönüştürür. Tiksinirim, veya deliririm, Neyse o, ve hepsi benim. Evla / Mart 2022

Bülbülden Akbabaya

İlk haftalarda gonca bir gül, Serçe parmağında renkli bülbül. Zaman geçince pusuda bir sis, Didik didik ölümünü çağıran aşkının, Kopan parçaları afiyetle yiyen, Gözyaşı, aman bilmeyen bir akbaba. Evla / Ağustos 2022 / Antalya

Dönüyoruz

Dönüyoruz başa ve sona Düşüp kalkan güneşin ensesinde Yok olup eriyoruz bazen şefkatle Gürleyip çiziyoruz kalpleri bazen de. Bir şeyler başa dönüyor, Eski hatalardan sakınıyoruz aklımızı, Belki bu defa atlarken bir bilinmeze Yakmayız aynı yerleri diye umutlanıyoruz. Dönüyoruz bir el daha, En kıymetli taş düşmedi henüz Daha verilmemiş mektuplar yeşermedi, Yer var hayatımızda, henüz nefesler…

Dilek Tutamıyorum

-Tut bir dilek, hadi. -Tutamam, tutamıyorum. -İste sadece, zarar gelmez, hadi!! -Yıldızlar düşüyor toprağa, İstiyorum, gülemiyorum, Razı oluyorum, doyamıyorum. Tutamam, tutamıyorum! -İste, iste ve bırak günlere, Umutla, şefkatle dile, hadi?! -Yaslanamıyorum umuda, hayale, Oyuncaklarım kırılıyor elimde, Düşeceğim diye korkuyorum, Gelme üstüme tutamıyorum!! -Dilemezsen çamur olacaksın kız çocuğu, Tut hadi… Evla / Ağustos 2022 / Antalya

Doğanın Tıngırtısı

Konuşma hiç, gerek yok Bir saksağan mırıldanıyor ezgiyi, Yan yana sıcak hava, terliyoruz Binlerce Okaliptus yaprağı yelpazemiz, Etekleri uçuran rüzgarın sesi, Ve senin ince ıslığın sıyırıyor kulağımı, Sevdiriyorsun kendini, hep planlı, Değişiyor derimiz sanki, Uzaklaşıyor ve yaklaşıyoruz, Dönüşürüz belki bir tırtıl misali. Evla / Sasalı-İzmir / Haziran 2022

İzmir’in Tozu

Sadece vapuru olan denizlere özgü, Bir kokusu var köpüğü havalanınca, Martının simidi havada yakaladığı anda, Rüzgar saçını dümene karıştırdığında. Sadece anıları olan semtlere özgü, Bir hissi var bastığın sokak tozu havalanınca, Acılar’dan İyi İhtimaller’e doğru sola dönünce, Hemen şuradaki yelkenin yanıbaşında. Evla / İzmir / Haziran 2022

Nefret ve Sevgi

Dayanamayıp yumurta fırlatacağım taş kafana Yakacağım bende kalan kazağını evin ortasında, Gördüğüm yerde, gülerek bağıra bağıra İyi halt ettin diyip sakalını çekeceğim üstüne. Aslında sevebilirdin diye hayıflanacağım yalnız kaldığımda, Üzüleceğim yine sığınıp birlikte geçen kısa zamana. Evla / Nisan 2022 / Antalya

Suskunluğun Yükü

Şiirle, şarkıyla, gözyaşıyla olmuyor. Sessizce akıyor içime, pis, acı. Tuz gibi eriyor dilim, Flüt, Clair de Lune çalıyor. Sokakta gölgeler dost değil, Sağır oluşları suç değil. Hafif ağır, eksiliyorum. Evla / Kasım 2021 – Antalya

Duyguların Mülkiyeti

Diyorlar ki ciddiye alma çok, Takıl, eğlen, bak işte keyfine. Peki benim boş keyiflerimin, Mülkiyeti şahsiyetsiz, Sevgisi samimiyetsiz mi olsun?! Yok canım, yok, Beden değerli, Donarız daha iyi. Evla / 2022

Bahçenin Ruhu

Çürümeye başladı bu bahçe. Suluyorum, buduyorum ama Eskisi gibi değil, Ne bir çiçek, ne bir taze yaprak… Hep kendimden biliyorum kusurları, Ama gelmiyor, Naif ve nazik ruhu, Bülbülleri kıskandıran rengi geri. Evla / Antalya

Don

Gözlerin mayışmış, kapat Düşünmemek en iyisi, oyalan İşin gücün de yok, düş gitsin Düştüğünü bile anlamazsın Sen donmaya alışıksın. Evla / Antalya

Alaçatı’da Mavi Bir Fil

Mavi bir file dönmüşüm köyün birinde Altımda sakız buharında Alaçatı kaldırımları Onların üstünde gezinen bol paralı tarla korkulukları Begonviller sardunyalar çıplak korkulukların kürkü Saman dolgulu ayakları basarken samimiyetin gırtlağına, Eski taşlarda unutulmuş gerçekliğin yansımaları. Yanlışlıkla dönünce hortum Alaçatı yönüne Mavi bir file dönmüşüm olanları görünce Kaçarken kulakları çırparak yükseldiğim gökyüzüne. Evla

Sen öyle de

De ki bir rüzgara takıldı saçı, Rüzgarın şehri terk edesi geldi, Şehrin de uzun bir tatile gidesi. De ki bir karıncayı takip ederken yolunu şaşırdı, Karınca yuvasına kavuştu, Yuvanın diğer ucu kuzey kutbuna açıldı. De ki çok salaktı, her duyduğuna inandı, İnandığı o masal perileri Onu ceplerindeki sapanlarla kovaladı. De ki soğanın gözü çıkmıştı, Hasretin…

Bir Şarkıya Gizlendim

Sade, uzun ve huzurlu bir şarkının en derininde, Titreyen tellerinin arasında, çekilen yaylarının reçinesinde, Yankılanan seslerin duvarlara çarpıp yansımasındayım. O şarkıyı duymaya çalış, çünkü onun içine gizlendim,   Başka gidecek yerim de yoktu aslında, hiç bir yer güvenli değil. Hapis desen değil, özgür desen hiç değil. Üstelik şarkı durunca ölmemek mümkün değil. O yüzden dinle,…

Adım Mavi Değil

Masmavi bir şeyim. Koyu mavi ile açık mavi arasında bu kadar çeşitlilik olabileceğine inanır mıydım hiç, görmeseydim eğer kendimi aynada ve başkalarının gözündeki çarpık yansımamda? Ben mavinin çeşitli tonlarına bürününce, kalan her şeyin mavisizleştiğini, benim maviyi tükettiğimi anlasaydım, düşer miydim hiç yüksekten? Sonra uzandığında elleri rüzgarın, bir tutam mavi düşerken yüzüme, hayallerin ipini daha sıkı…

Küskünlük

Küstüm ben bu taşlara, bu binaya, bu pencerelere Özellikle de pencerelere, çok zor açılan, çok zor kapanan, Havayı esirgeyen o sert yüzlü pencerelere Sonra…. Yollara, girişlere, çıkışlara Hatta suçsuz bulduğum o güvenlik insanlarına bile Küstüm işte Bazı kırgınlıklar tamir olmuyor Ben de tamir edemiyorum bu yıkık dökük hayalleri Bir de içindeki insanlara küstüm Güvendiğimden küstüm…

Sabahattin Ali Şiiri

Sabahattin Ali (1907-1948) (Ey hayaller, vurmayın kalbimin sert taşına/Bütün bir hayat bile değmez bir gözyaşına) 25 Şubat 1907’de doğmuştur Sabahattin Ali. 14 yaşında Edremit’te ortaokulu (Edremit İptidai Mektebi) bitirdikten sonra bir sene boyunca okula gitmemiş; 1922 yılının Aralık ayında “26” okul numarasıyla Balıkesir Öğretmen Okulu’na girmiştir. Öğrenim hayatını başarıyla sürdürmüştür ve daha lise 2. sınıfta…