Dur Düğmesi

Sonunda bastım eski kaset çaların o hayatı durduran düğmesine Bir anda sesini kapattım her şeyin, Kendimi de tortop edip bir bavula tıktım, Ve işte yola çıkıyorum. Güneşinin gözlerimde soluşuna, Düştüm yakasından bir şehrin. Çalıyorum o en sevdiği enstrümanı, Her notada benden çalınanı geri alıyorum. Biliyor ki inatçıyım, Varsın tuz yerine yareye basılsın, Tutuşturdum o yakamozu…

Sen öyle de

De ki bir rüzgara takıldı saçı, Rüzgarın şehri terk edesi geldi, Şehrin de uzun bir tatile gidesi. De ki bir karıncayı takip ederken yolunu şaşırdı, Karınca yuvasına kavuştu, Yuvanın diğer ucu kuzey kutbuna açıldı. De ki çok salaktı, her duyduğuna inandı, İnandığı o masal perileri Onu ceplerindeki sapanlarla kovaladı. De ki soğanın gözü çıkmıştı, Hasretin…

Kaybolmak

Kayboldun, ama coğrafik olarak değil, aklın ve düşüncenin kaybolmasından bahsediyorum. Ben varsam onlar da var deme, fiziksel varlığın, onların varlığını garantilemez. Bir bakarsın ki kayıpsın, ne zaman eksildiğini bile anlamamışsın. Ama duygular vardır, hem de çok acımasızdır. Biri bir uçta, öteki diğer uçta… Kendi içinde çelişkili ve çatışmalıdır onlar. O yüzden aklını fikrini askıya almak…