Ne istemiştiniz?

Sakin bir sahilde uzanıp, Böceklerin tiz ve insanların uzak seslerini, Duymazken kulakların, Ellerini ince kumun sıcağına sürüp, Ayak uçlarını gömdüğün gölgede, Sakin, ama çok sakince uzanmak gibi olsun. Arada yakan güneşi olsun. Özgür ve bağlı olsun, Emeği olsun, büyütsün. Evla / 2022

Acele, çok acele!

Çok hızlı, hemen ilgi almalısın, Tam şimdi yalnız hissettin, Kendini bir an değersiz zannettin. Çok hızlı boşaltmalısın acını, nezeldin. Acilen taradın rehberini Mesafesi yakın olsun, hemen görüşmelisin Aradın, az çaldırdın, olmadı diğerine geçmelisin, ‘Gel beni gör’ dedin kısaca, ‘madem çok sevdin…’ Bu olmadı diğeri, diğeri olmadı öteki Çok hızlı olmalısın, üşüdün Boşluklar artıyor, iyice şiştin,…

Nefret ve Sevgi

Dayanamayıp yumurta fırlatacağım taş kafana Yakacağım bende kalan kazağını evin ortasında, Gördüğüm yerde, gülerek bağıra bağıra İyi halt ettin diyip sakalını çekeceğim üstüne. Aslında sevebilirdin diye hayıflanacağım yalnız kaldığımda, Üzüleceğim yine sığınıp birlikte geçen kısa zamana. Evla / Nisan 2022 / Antalya

Sevim ve Abdullah

Eski plakların tozu üzerinde, hep eski zamanlarımda gelir hayat. En güzel günlerim onlar mıydı bilmiyorum, ama tertemizdi. Güneşin batarken yanağımı okşaması gibi tatlı tatlı düşüyor o zamanlar aklıma. Bir filmdeyim sanki, cızırtılı, havada küçük toz zerrecikleri… Hala hayattaydı sevdiğim adam o zaman. Eve geldiğinde ilk iş yemeğe oturur, ardından da gramafonun başına giderdi. Plakları incelerken…

Şeytan Kadınlar?

Paranın, mevkinin peşine giden Karnı doysun diye katlanan Duygularını pazara çıkaran kadınlar mı; Muhtaçlığını anlayınca Yemeğini, yolunu ödeyen, Yatağı ısınsın diye sever gibi görünen, Varlığını pazara çıkaran Erkekler mi şeytan? Evla / Antalya / 2021

Düzleşmek

Daha sakin, daha uzak, daha düz… Dünya kıvrılırken güpegündüz, Uzamadan, kısalmadan Biraz küskün ve düpedüz. Neyse o esintiyle gelen, İz miktarda seviyeli düş. Evla / Şubat 2022

Suskunluğun Yükü

Şiirle, şarkıyla, gözyaşıyla olmuyor. Sessizce akıyor içime, pis, acı. Tuz gibi eriyor dilim, Flüt, Clair de Lune çalıyor. Sokakta gölgeler dost değil, Sağır oluşları suç değil. Hafif ağır, eksiliyorum. Evla / Kasım 2021 – Antalya

Aynı ilişki, hep aynı

Bir ilişki yaşama şeklimiz var Bugün o kişi, yarın şu. Yaşanılan hep aynı duygu, İnsandan, zamandan, mekandan bağımsız. Uyumsuz bir kurgu, Rutin olarak kendimize dayattığımız. Evla / 2021 / Antalya

Denizle Kucaklaşma

İster ilk, ister son, Her defasında kör heyecanla sarar Sırtüstü uzanabilirsen güvenip, Balıklarına, rengine, kokusuna düşersin Gözlerinin tuzunu ona dökersin, Sevinçlerini ona. Önce şükranlarını sun, Sonra git sığın ona. Evla / Dört mevsim Antalya

Kadın

Şöyle bir kadın, Keyfe tutunmuş ama duyarlı, Düşen ve kalkmaya üşenmeyen, Kendi şeytanlarına yenilmeyen. Güneşin doğacağını bilerek, Yeniden başlayan yeniden başlanmış her şeye, Ve geceden korkmayıp, Yeniden giren defalarca çıkılmış her geceye. Yani hayır, kocaman ve ezberi sağlam değil, İnadına şaşkın ve çocuk bir kadın. Evla / Döşemealtı / 2019

Duyguların Mülkiyeti

Diyorlar ki ciddiye alma çok, Takıl, eğlen, bak işte keyfine. Peki benim boş keyiflerimin, Mülkiyeti şahsiyetsiz, Sevgisi samimiyetsiz mi olsun?! Yok canım, yok, Beden değerli, Donarız daha iyi. Evla / 2022

Ceset

Şişmiş ceset bulunmuş, Dere kenarında, kadın. Suya karışmış kanı, Acı çekmiş kadın. Senin annenmiş, benim ablam Onun teyzesi, bunun yengesi Görenler gidip annesine sarılmış Bir kaç gün dedikodusu dolanmış. Sonra karışmış maziye Susanların bir parçasını koparmış. Sessizce çözülmüş toprağa, Sonra karışmış bir defneye, Artık dilsiz kadın. Evla / 2021

Kapında Bostan Korkuluğu

Çocukluğumdan geliyor bu yaralar Her yanım çizik, kan Saçıma el sürmeyen, bana sarılmayan ana Toprak ana, tohuma can veren ana. Rüzgar bile çimenleri yalayıp geçerken, Dalga dalga, tel tel, Beni sevgisiz bırakan ana. Yolunu yarılamış bir bostan korkuluğuyum, Nasırlaşmış kızgın güneşin alnında Donmuş, uyuşmuşum ananın kapısında. Yıllar sonra saçlarımı okşayınca bir çocuk, Hasbelkader, ki O…

Puslu Ayna

Farkında mısın? Aynanın ters tarafındasın, Sırrın gölgesinde. Bir toz bulutudur, aralanır diyorsun. Dokunmamak en iyisi. Zaten görsen bile sonunda, Değer mi dağılmaya, bir çocuğun rüzgarda karışan saçları gibi? bizler, yalanlar içinde yüzüyoruz, Hiç bir şeye değmiyoruz. Bırakalım puslu kalsın. Anlıyor musun? Evla / Antalya / 2020

Gece’nin Soğuk Denizi

Uzak bir ülkede yaşarmış Soğuk denizi Gece’nin Berrak ve durgunmuş çoğu zaman Bazen de öfkeli ve deli. Bir gün Gece huzuruna çağırmış soğuk denizini Ona demiş ki; “Bırak kucağındaki kara yengeci. İskelede kurusun ki öğrensin Soğuk denizde yüzülmeyeceğini.” Deniz öfkeli, neşeli, canlı; “Veririm ama güneş doğduğunda hala canlıysa şayet Onu bırakırım Gün’ün beşiğine, Sarı, turuncu,…

Bahçenin Ruhu

Çürümeye başladı bu bahçe. Suluyorum, buduyorum ama Eskisi gibi değil, Ne bir çiçek, ne bir taze yaprak… Hep kendimden biliyorum kusurları, Ama gelmiyor, Naif ve nazik ruhu, Bülbülleri kıskandıran rengi geri. Evla / Antalya

Don

Gözlerin mayışmış, kapat Düşünmemek en iyisi, oyalan İşin gücün de yok, düş gitsin Düştüğünü bile anlamazsın Sen donmaya alışıksın. Evla / Antalya

Tahammülsüz Skulent

Yapraklarını kopardım, Toprağına kattım, hemen dibine, Nasıl öldü birdenbire? Kendi zehrinden iki günde Evla / Gürsu-Antalya

Alaçatı’da Mavi Bir Fil

Mavi bir file dönmüşüm köyün birinde Altımda sakız buharında Alaçatı kaldırımları Onların üstünde gezinen bol paralı tarla korkulukları Begonviller sardunyalar çıplak korkulukların kürkü Saman dolgulu ayakları basarken samimiyetin gırtlağına, Eski taşlarda unutulmuş gerçekliğin yansımaları. Yanlışlıkla dönünce hortum Alaçatı yönüne Mavi bir file dönmüşüm olanları görünce Kaçarken kulakları çırparak yükseldiğim gökyüzüne. Evla

Depresif Çek

Mutlu şeyler yaz diyorsun, Mutluysam gülerim! Sen çek bir hüzün, bardağımı boş bırakma Keder olmazsa sabahların tadı olmuyor. Evla/Antalya