İki arada bir denizdeyiz Düştük toplumun sandalından. Ve o kadar yeter ki, Çünkü o kadar eksikti ki. Evla / Demircikara / 2025
Yazar: Evla Mutlu
Kırmızı balonlar yükseliyor
Kırmızı balonlar yükseliyor Çocukların işi bu. Tutmuyorlar ellerindekini. Balonların içi oksijen, Dışarıda sevgi yok, Yaşatmıyorlar insanı! Kırmızı balonlar Bir santur tınısı gibi Uzunca, aramızda. Hava artık ağır soluyor, Ne diyebilirim ki? Çocuklara sorun! Neden saldılar o balonları?? Öyle kendilerinin ki, Hep öyle olacak zannediyorlar. Çocuklara sorun! Evla / Antalya / Haziran 2025 Not: Görsel GPT…
Süsleme beni
Takıştırma, allayıp pullama beni, Derimi soyuyorsun, Korkuyorum, tetikte ruhum. Kurtlara hazırlanmak gibi, Kabuksuz bir salyangozum. Biraz kirlensin üstüm, Çamur yorgan misali güvenli. Ardında açık gözlerim, Beni korur, kaçırır beni. Düzenin çarkı kırılsın, Gökçekimi yeri yutsun, Su alev alsın, küllere boğulsun, Bırak! “ Ne kadar kötü kokarsak, o kadar iyi” Evla / Temmuz 23 / Samsun’daki…
Varlığı yokluk olan bir şey
Bileceksin ki yokluğunu hissedesin. Ben yaşamadım öylesi bir bağı. Veya kurbansam belki, göremedim. Bilmemek için direttim belki, Bir fasülye sarmaşığının bukleleri kadar Dolanamadım bir yerlere. Oysa özgürlüğüm savunmacı, Ve sevgim de düğüm düğüm olmamalıydı. Günü birlik bir misafir sanki, Kalacak yeri bile yapılmadı, Şekli şey, rengi boyanmadı. Evla / Demircikara
Düşmanla Empati
Tüm çilelerin ana kaynağı Gürül gürül pişmanlık, hayal kırıklığı Konuşamadığım bir hastalık, Gücü değil güçsüzlüğü çok acı. Gölgesiyle tanışıkmışım, Uzunca bakıştık, gördüm, Kendisini unutmuş bir kadını. Ve bir tomurcuk… Dilim varmıyor söylemeye. Ana kaynağımı kirleten öfkem, Suçlu değilim çığlıklarım, Ve gölgesiyle tanışmam ananın. Empatinin gölgesi bile öyle ağır ki… Evla / Antalya
Metalik Gri
Gözlerimi kapatıyorum, metalik gri! Gömleğimin düğmeleri mi, Yoksa köksüzlük mü? Sahi hiç mi tutunamadım? Çocukluğumun kadını siyah mıydı? Bugüne yansıyan gölgeleri, Bırakmıyor peşimi. Neden gecenin bir yarısı, Gri, hırçın bir kedi gibi ayak ucumda, Soğuk, ve batan günün turuncusundan mahrumum? Evla / Antalya
Kapattım Anksiyeteyi
Buldum anksiyetemin kökünü Bakterileri, mantarları, Birine bakmıştım, yokmuşları bildim Kolumu sıyıran motorsikletleri, Bir iki bağırdım, anlaşılmadı, Kapattım meseleleri. Acımayın. Normal de karşılamayın tabi! Çarpıntılar ve kabuslar geldiydi, Açık kalmış meğer kış pencereleri, Kapattım, nasılsa dilsiz her biri. Canlandı garip nefesim, sevindim. Bir kumru kondu pervaza, güneş girdi. Bir kedi girdi kapıdan, kestane rengi. Evla /…
Yokluk Abidesi
Hatır, gönül yok bizde, Sevgi, nezaket yok, Merak yok, paylaşmak yok. Var olan açlık, Kör ve bencilce, Para sayarken, Hizmetin en alasını beklerken, Bir üst modelini alırken, Mükemmeli arzularken, Dünya güya sadece bizimken… Evla / Mayıs 2022 / Antalya
Hüznü Temizlemek
Siliyorum evi, her gün, durmaksızın Çıksın diye izler, Her gün, her saat. Rüyamda annemi gördüm dün, Nefes alamıyorum, Beni yanına mı alacak diyorum… Acılarımız işlemiş halının saçaklarına, Babam hasta ve öfkeli, Bir çatlak da o açtı evimizin duvarında, korkuyorum. Geceden uyanamayacağım diye uyuyamıyorum. Ah benim anam, sızım, aklım, fikrim, Seni sırtlasam da gitsem diyorum. Evla…
Her zaman oradaydı
Beyaz çekmeceli dolabın üzerindeydi Hiç kımıldamaz, yanı yöresi toz Dolabın bir uzantısıydı, Başka yerde olması düşünülemezdi. Ama bugün yok. Yıllarca varlığının rahatlığıyla yaşadığın Bir canın yitişi gibi eksik. Defalarce geçtiğin sokağın, Başka bir yere çıkması gibi imkansız. Güneşe çıktın, geceyi de sorguya çektin, Gölgeni bulamamak gibi korkutucu. Yok. Yanı yöresi tozlu, boşluğu tertemiz, yok. Evla…
Duygusal Yoksunluk
Bir odadasın, tek başına Zifiri karanlık, ses yok senden başka Ellerinle duvarları çiziyorsun, Duvarlar insan oluyor, Can veriyorsun donukluğa. Tutunduğun duvar var, Canı, kanı, gözünde yaşı yok. Zifiri karanlık ama, Gözlerin kapalı değil. Zenginim zannediyorsun, Oyalandığın odalar sana ait değil. Evla / Ağustos 2023
Öfke, Ardından Uyku
Unutuyorum bazen huzuru, Vahşi ve yabani olmak istiyorum. Canım çekiyor parça parça etmeyi Kendimi sıyırmayı herşeyden. İlk diken kendime! Sonra uyuyorum, ölüm gibi, Nehirlerin çarptığı kayalar gibi aşınıyorum, Duruluyorum, ve konuşuyorum öfkemle, Dökülüyor dikenler tutunamayıp, İlk aferin kendime. Evla / 2022 / Antalya
İstanbul’da Damar Tıkanıklığı
Yıllar sonra yeni bir hayata, Tutunamadı enteresan İstanbul. Candan dostların çabalarına bile, Karşı geldi, sızılamadı sokaklarına. Delisi köyün penceredeydi, Yeni bir hayat vurdu kalbine, Dayanamadı, bir balkon düşüşü, Tıkandı İstanbul.
Benmişim
Benmişim arayan kaybolanı, Bir iç çekişte sönen aydınlığı. Kör bir zindanda kilitliyim, Anahtar elimde, süs çobanı. Benmişim kendimi değersizleştiren Ana suçlu kara: özüm. Gemiler uzaklaşırken limanımdan, Kendimle boğuşan zilli turna. Ben miymişim sorumlusu döküntülerimin? Yaşlarım üstüme sindi diye mi? Yok mu başka suçlu bu karada? Toprağım kurudu, ekinsiz Nasıl kırılacaksa kırılsın, Kantarı bu cezalandırıcı aklın….
Göz Kapaklarımın Ardına
Kapatmak istiyorum burayı. Yazsam ne yazacağım? Toprak yağsın, deniz çaksın! Ben göz kapaklarımın karanlığında, Kimseye dokunmadan, kimse bana dokunmadan, Yaşamak istiyorum, temassız inzivada. Yeter desem kime diyeceğim?? Sus desem konuşan yok, konuş desem anlatan yok, gel desem uzakta kimsem yok, git desem öylesi yakınım yok. Yok, yaşamın anlamı çekildi göz kapaklarımın ardına. Tekmişim, çokmuşum, Aydınlıkmış…
Gelmiyorum, Bekleseniz?
Gelemiyorum dedim. Sonunda bir yük daha gitti. Zaten midem bir garipti, Kesin başıma ağrı girecekti. Söyledim ya, oh, bitti. Gerçi… Birileri beni beklese iyiydi. Ben gitmesem de onlar bekleseydi? Ne var yani, hep ben mi bekleyeceğim gelmeyenleri? Bir günüm de beklenen olduğumu düşleyerek geçseydi… Gerçi… Biri beni beklemişse kesin gitmemişimdir, Kasten değil, habersizlikten, bilmediğimden. Kaçırdım…
Zor Balık
Denizin en dibinde, bahtsız Bir yosun yaşar sabit ve huzursuz. Yenilmeyi bekleyen bir kurban gibi öylece Mor rengi, dip akıntısında tel tel parlar. Şeffaf bir deniz anası gelir birgün Ziyafet çeker yosunla doya doya, Canına mor katar, zor bulunur ya mor, Beslenir gücü yettiğinden, büyüdüm sanır. Zorba köpek balığı gelir sonraki gün, Mor yosun, deniz…
Öfke, Filiz, Toprak
Birileri kırıp dağıtıyor seni Yok, yeniden birleşmiyor Her gelene öfke sonra. Kandırıyor, aldatıyor, vuruyor Huzur kayıp bir kedi, Her gelene kin sonra. Yağıyor kasım, Toprak ıslanıyor, tohum filizleniyor, Nefret bile eriyip karışıyor kaynaklara. Parmaklarında taze bergamut kokusu, Elinde güneşin izi, yıka geçmişi, Çünkü bahar geliyor her yıkımdan sonra. Evla / Kasım 2022 / Antalya
Türbülans
Garip, ergenliğim geri geldi Sanırım bir türbülansa girdim, Hem donuğum, hem de atak Dizginlerimi sıkıca çektim, ne fayda Fikrim koşuyor tepelere, Eskiden olsa sererdim aklımı halının üstüne, Açık sergiye gelen herkese. Şimdi ne seriliyorum, ne geriliyorum Duruyorum gümbür gümbür dökülürken zihnim, Altında metruk bina sessizliği, Bir yandan da özlemişim. Elimde olsa bir gelgite tutunup salınacağım,…
Yanık ve Metruk Kadın
Sadece bir dairesinde yangın çıkmış, masumca. Sağa sola sıçramış, dağılmış sonra Sönerdi, sönmezdi derken olan olmuş, Kara bulutlar ve çürük bir koku kalmış göğsünde. Birkaçı koyup terk etmiş hemen, Giriş katı kapıya köpek bağlamış, En üst dairenin başka gidecek yeri yokmuş çaresiz oturmuş. Aylar geçmiş, yangın unutulmuş ama Karanlık kokusu çıkmamış. Panjurlar açık, balkon kapıları…