Harabe Görmemişsiniz

“Burası yıkık dökük” dediler.

Siz yıkık döküğü ne bilirsiniz!

Taş üstünde taş var işte,

Bir yolu, ayak izi var toprağında,

Hasreti, kokusu, sevinci var havasında.

Yetmez mi her göç mevsiminde aynı ağacın dalına konan o güzelim kumrunun sesi?

Yetmez mi tükenmeyen kaynak suyunun kapanmayan çeşme vanası?

Hiç başka yerde bulunur mu o eski ahşabın yanık kokusu ve çıtırtısı?

Yok ama, siz hiç harabe görmemişsiniz!

Hiç balçığa bulanmamış zahir ayağınız,

Hiç dalında çatlayan nardan anlamamışsınız,

Hiç yamalı ve kurumuş ellere de dokunmamışsınız belli ki.

O yüzden beğenmezsiniz, hayalperest bulursunuz beni,

Çünkü göremezsiniz orada yaşanabilecek ihtimalleri,

Penceremin önünde kuru ekmek yiyecek güvercinleri.

Onlar ki garipliğimin göçü.

Bilmezsiniz bu ihtimallerin yıkık dökük taşları,

Yıkıldı yıkılacak hayallerimin en derin izlerini onarabileceğini.

İzin verin de keyifle düşeyim,

Ve mühürleyeyim kendimi o ihtimalin soluk kapısına.

Evla / Ekşili Köyü

Yorum bırakın