HANGİ DERGİYE GÖNDERMELİYİM
Oldukça kritik bir aşamadır bu aşama. Basitçe aşağıdaki unsurlara göre karar verebilirsiniz;
*Elbette makalenin içeriği: Makalenizin konusu belli ise, kesinlikle o konuya uygun bir dergi bulmalısınız. Bunun için makalenizde önemli yer tutan, sizin çalışmanıza yakın olan bir çalışmanın hangi dergiye gönderildiğine bakarak da dergi belirleyebilirsiniz.
*Ulusal mı Uluslararası mı?: Makaleniz hangi dilde? İngilizce mi, Türkçe mi, Fransızca mı? Eğer Türkçe ise sadece ulusal kökenli dergilere gönderebilirsiniz. Bu ulusal dergilerin bir kısmı uluslararasıdır, ancak kurucusu Türkiye’dedir ve Türkçe makaleleri kabul etmektedirler.
*Hangi İndekslerde Tarandığı: Bu çok çok önemli bir konudur ve puan odaklı bir yaklaşımdır. Ulusal dergilerde genelikle resmi web sitesinde “hakkında” bölümü altında bu bilgiye ulaşırsınız. Uluslararası dergilerde ise genellikle “indexed in” gibi bir bölüm olur. Konu şudur: dergiler, belirli portallar aracılığıyla bize ulaşırlar. Bu portalların bazıları oldukça seçicidir, sadece belirli dergileri bünyesinde barındırırlar. Böylece siz bu portaldan bir dergiye veya makaleye eriştiğinizde, o derginin ve makalenin kaliteli olduğunu bilirsiniz. Bu portallara örnek vereyim: SSCI, SCI, Web of Science (wos). Kimi üniversiteler, doktora öğrencilerinin SSCI (sosyal bilimler için) , SCI (fen ve mühendislik bilimleri için) indeksli bir dergide yayın yaptıktan sonra mezuniyetini verirler. Doktorasını bitiren ve üniversitede akademik kadro (öğretim görevlisi veya yardımcı doçent) bekleyenler için bu bahsettiğim SSCI, SCI indeksli dergilerdeki makaleler inanılmaz puan kazandırır kişiye. Evet, akademide bir puan sistemi vardır ve yükselmek için puan sistemine yi çalışmış olmak gerekir. Peki, kıytırık diyebileceğimiz portallar nelerdir? Google Scholar mesela, bu da bir indesktir. Google Scholar’ın politikası, internet kullanıcısının mümkün olduğunca çok makaleye erişimini sağlamaktır, dolayısıyla akademik anlamda seçici bir portal değildir Google Scholar.
Pek Ulakbim? Onu anlatmazsak olmaz. Ulakbim, Türkiye kökenli dergiler için bir portaldır, TÜBİTAK tarafından kontrol edilir. Hangi derginin ULAKBİM indeksinde tarandığını görmek için Cahit Arf Bilgi Merkezi’nin sitesine girersiniz, burada adı görünen dergiler ULAKBİM’de taranıyordur. SSCI ve SCI yanında düşük kalsa da, burada yayınlanan dergilerin de bir puan karşılığı vardır.
*Ücretli mi ücretsiz mi?: Dergilerin bir kısmı, dergilerindeki makaleleri ücretsiz olarak kendi sayfalarında yayınlarlar ve siz istediğiniz an bu makalelere ulaşırsınız. Bu duruma “açık erişim” (open access) denilir. Herhangi bir ücret ödemeyen okuyucu, istediği açık erişim makaleye ulaşır. Ancak her dergi ve her makale için bu durum aynı değildir. Kimi dergiler parayla çalışır ve sadece makalesi için belirli bir ücret ödeyen yazarların makalelerini açık erişimle yayınlar. Dolayısıyla kimi dergilerde başvuru ücreti bulunur, bazılarında renkli sayfası olan makalelerde renkli sayfa başına ücret istenir. Bildiğim kadarıyla ULAKBİM’de taranan dergiler ağırlıkla ücretsizdir (en azından sosyal bilimler için). Ancak uluslararası dergilerde başvuru ücreti yaygındır bunun için “submission fee” ifadesini arayın, yoksa 200-500 euro civarında bir ödenekle karşılaşabilirsiniz.
Ayrıca kimileri, paralı olan ve SSCI/SCI indeksli dergiler bulurlar, buralara gönderilen makalelere sıcak bakılmaz. “Paraya makale bastırmış” denilir ardınızdan, etik de değildir zannımca, ancak resmi olarak makaleniz geçerlidir.
*Kelime sayısı: Belki kimilerine göre anlamsız bir kriter gibi gelebilir ancak diyelim ki makalenizi yazdınız, neredeyse bitti, göndereceğiniz dergiyi arıyorsunuz. Yazdığınız makale 8000 kelime ve istediğiniz dergi en fazla 5000, en az 3000 kelimeye izin veriyor. Ne yaparsınız? Dönüp makalenin neredeyse üçte birini siler misiniz? Hiç zannetmiyorum:) Farklı dergi arasınız. Bu durum da genellikle uluslararası dergilerde olur, ULAKBİM dergilerinde kelime sayısı daha esnektir.
AKADEMİK DERGİLERE BAŞVURUDA MAKALE FORMATI
Diğer alanlarda olduğu gibi bu konuda da çeşitlilik vardır, kimi dergi e-posta ile başvuru alır, kimisi web sitesindeki başvuru formundan kabul eder, kimisi bir kurumun sağlamış olduğu bir program kullanır, kimisi ise kendi programını kendi yapısına göre tasarlar. Bu bilgiye de derginin resmi sitesine bakarak ulaşabilirsiniz.
Makalenin ne zaman yayınlanacağı, hiç bir dergide, başvurunun yapıldığı günden belli olamaz. Hakemlerin makaleyi ne zaman okuyacağını bilemezsiniz, hakemlerin kararını bilemezsiniz. Hakemlerin düzeltme istediğini düşünelim, bu düzeltmenin sizin kaç saatinize mal olacağını bilemezsiniz, yaptığınız düzeltmeyi hakemin kabul edip etmeyeceğini bilemezsiniz. Dolayısıyla bu bir süreç işidir ve her makale için farklı hızlarda yürümektedir.
Ancak elbette bölüm editörünün hakemlerle ilişkisi sürecin hızı açısından oldukça önemlidir. Düşünün, ben bölüm editörüyüm, makaleniz bana düştü, iki hakem atayacağım. Atayacağım hakemlerle daha önceden de iletişim kurmuştum ve bu hakemlerin hızlı iş yaptığını biliyorum. O zaman makalenizi bu güvendiğim hakemlere yollarım ve sürecin hızlı olmasını sağlayabilirim.
Bir başka konu, kimi derginin yılda iki defa, kiminin üç, kiminin dört, kiminin ise altı defa yayın yapmasıdır. Derginin yayın sıklığını, dergi resmi sitesinden bulabilirsiniz, ve bu önemli bir göstergedir. Daha sık yayın yapan derginin daha hızlı olduğu sonucuna varamazsınız elbette, ancak sık yayın yapan dergilerde, kabul edilen makalenizin daha kısa sürede basılabileceğini öngörebilirsiniz.